3 Temmuz 2018 Salı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR "Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN" Avrupa Birliği kapılarında tam üyelik beklentisi çizgisinde yarım yüzyıl bekletilerek dışlanan Türkiye Cumhuriyeti, günümüzde Büyük Orta Doğu ya da Büyük İsrail projeleri doğrultusunda önemli bir yapısal dönüşüme sürüklenmektedir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN
Türkiye Cumhuriyeti son yıllarda bölgesel yapılanma süreci içinde çok ciddi boyutlarda dönüşüme zorlanmaktadır . Avrupa Birliği kapılarında tam üyelik beklentisi çizgisinde yarım yüzyıl bekletilerek dışlanan Türkiye Cumhuriyeti, günümüzde Büyük Orta Doğu ya da Büyük İsrail projeleri doğrultusunda önemli bir yapısal dönüşüme sürüklenmektedir . Türk devletinin kuruluş döneminden gelen ulusal , laik , merkezi ,sosyal ve üniter özellikleri ortadan kaldırılmak istenmekte ve yeni çıkan yasal düzenlemeler doğrultusunda eskisinden çok farklı yeni bir devlet oluşturulmaya çalışılmaktadır . Çağa uygunmuş gibi gösterilen değişikliklerin hepsi bir bütün olarak ele alındığında ,devletimizin kurucusu Atatürk’ün zamanın da kurmuş olduğu cumhuriyet modelinden Türk devletinin dış baskı ve yönlendirmeler doğrultusunda uzaklaştırıldığı görülmektedir .Bir anlamda paradigmanın iflası konumunda gösterilen bir Türkiye Cumhuriyeti tasfiye planı hızla tamamlanmaya çalışılmaktadır . Böylesine bir aldatmaca Türk ulusu tarafından hiçbir zaman kabüledilemez .

Türkiye Cumhuriyeti bir anayasal devlet olarak aynı zamanda hukuk devleti yapısına sahip bulunmaktadır .Devleti kuran iradeyi temsil eden Atatürk ve arkadaşları dünyanın tam ortasında çağdaş bir cumhuriyet devleti kurarlarken , o dönemde var olan üç dünya modelinin milli bir sentezini ortaya koymuşlardır . Batı tipi devletin çıkış noktası olan Fransız devriminin laiklik, milliyetçilik ve cumhuriyetçilik ilkeleri ile birlikte o dönem var olan Sovyetler Birliğinin getirmiş olduğu doğu tipi devletin ilkeleri olan devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleri , altı ok olarak Türkiye cumhuriyetinin temel ilkeleri anlamında benimsenmiştir . İslam dünyasının tam ortasında çağdaş bir devlet kurulurken laiklik ilkesi önemle kabül edilmiş ve laik devlet ile birlikte Müslüman milletin birlikte yaşam düzeni getirilmiştir . Atatürk batıdan liberal bir siyasal yapı ya da doğudan bir sosyalist ideolojiyi hiçbir zaman benimsememiştir .Milliyetcilik ile birlikte halkçılık anlayışının kabül edilmesi sonucunda Türkiye cumhuriyeti kuruluşunda sosyal devlet yapısını esas kabületmiştir .
Cumhuriyetin yüzüncü yılına yaklaşırken bir çok yerden Türkiye Cumhuriyeti için “ IOO yıllık parantez “ tanımlaması getirilmeye çalışılmaktadır . Cumhuriyet düşmanı konumundaki bölücüler ile birlikte şeriatçılar ve demokrasi dışı rejim arayanlar ülkedeki cumhuriyet rejiminin yüzüncü yılını kutlamadan devletin ana yapısını hızla dönüştürmeye çaba göstermektedirler . Emperyalizmin dış destekleri ile hortlatılan alt kimlikler aracılığı ile Türkiye bir iç çatışma ortamına sürüklenmek istenmekte ve kurucu önder Atatürk’ün gerçekçi bir biçimde benimsediği bir üst kimlik olarak Türklük olgusu ,Anadolu ve Rumeli topraklarından silinmek istenmektedir .Misakı Milli sınırları içerisinde yaşayan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının eşit yurttaş olarak kabül edildiği bugünkü çağdaş demokratik yapılanmaya son verilmek istenirken , Sevr haritası ya da Büyük Orta Doğu projesi doğrultusunda sınırlar değiştirilmek istenmekte , bölgedeki devletler daha küçük parçalara doğru bölünürken , Türkiye Cumhuriyetinin vatan kabül ettiği Türk toprakları alt kimlikler üzerinden küçük eyaletlere bölünerek , emperyalizmin dıştan kumanda ettiği bir bölgesel federasyon bölge devletleri ile birlikte Türkiye’ye de dayatılmaktadır .

Kurucu önderimiz Atatürk’ün açıkça ifade ettiği gibi “ilelebet payidar kalacak” Türkiye Cumhuriyeti, Türk ulusu var olduğu sürece sonsuza kadar yaşayacaktır . Bu gerçeği görmek istemeyen emperyalist devletlere Türk ulusu gerekirse ikinci bir ulusal kurtuluş savaşı vererek Atatürk’ün Türklere bırakmış olduğu mirasa sonuna kadar sahip çıkacaktır . Türk devleti tıpkı iki dünya savaşı arasında komşuları ile imzaladığı Balkan ve Sadabat Paktları uygulamasında olduğu gibi , gerekirse emperyalizm ve siyonizme karşı komşuları ile dayanışma düzeni içine girerek direnecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder